Stüdyo Admir

    Müzikle alakalı birçok konu hakkında yazılar paylaştığım blogumda “Müzik Severler İçin Film Önerisi” serisinden sonra şimdi de müzisyenlerin hayatlarını anlattığım yazıları paylaştığım “Müzisyenlerin Hayatları” serisine başlamaya karar verdim. Bu serinin ilk yazısı için ülkemizi bütün dünyada çok güzel bir şekilde temsil eden bir piyanist olan Fazıl Say ’ın hayatını anlatacağım.             Fazıl Say 14 Ocak 1970’te Ankara doğmuştur. Babası yazar, edebiyatçı ve müzikolog Ahmet Say; annesi ise eczacı Gürgün Say’dır.             Dört yaşında piyano çalmaya başlayan Fazıl Say, Ankara Devlet Konservatuarı’nda “Üstün Yetenekli Çocuklar” için özel statüde eğitim görerek 1987’de konservatuarın piyano ve kompozisyon bölümlerini tamamladı. Eğitimini Düsseldorf Müzik Yüksek Okulu’nda sürdüren Say, 1991’de konçerto solisti diplomasını alırken, 1992’de Berlin Tasarım Sanatları ve Müzik Akademisi’nde piyano ve oda müziği öğretmenliğine başladı.             Dünya çapında ünlü bir müzisyen ola

     Podcast yayınlamak; radyo programları, sohbet ve müzik yayınları paylaşmak için en ideal yollardan biridir. İnsanlar kayıtlarınızı diledikleri zaman ve istedikleri yerde dinleyebilirler.             Podcast yayınlamak için ilk önce bir konuya karar vermeniz gerekir. Seçtiğiniz konu hakkında herkesin ilgisini çekebilecek tarzda podcastler veya sadece o konu hakkında bilgi sahibi olan kişilerin anlayabileceği tarzda ayrıntılı ve detaylı bilgilere yer veren podcastler yayınlayabilirsiniz.             Konuya da karar verdiğinizi düşünürsek şimdi sırada podcast sırasında kullanacağınız temel ses ve benzeri şeyleri ayarlamanız gerekiyor. Podcast içinde başka bir konuya geçerken tıpkı televizyon reklamlarında olduğu gibi bir ses ile geçiş yapmanız gerekir. Bu seslere kısaca “jingle” deniyor. Jingle seslerini bir konudan başka bir konuya geçerken veya programınızın başlangıç ve bitişlerinde kullanabilirsiniz. Ayrıca siz konuşurken arka plandan hafif bir şekilde çalacak ve dinleyicile

    Müzik severler için film önerisi yaptığım yazı serisinin ikinci yazısında sizlere School of Rock filminden bahsetmek istiyorum. IMDB: 7,1 Süre: 110 Dakika Yıl: 2003 Tür: Komedi, Müzik             Türkçeye “Hababam Rock” olarak çevrilen School of Rock filmi No Vacancy adlı rock grubunda gitarist olarak çalışan Dewey Finn’in grup arkadaşları ile yaşadığı fikir ayrılığı sonucu gruptan atılmasını ve daha sonrasında Horace Green adlı bir ilkokulda çalışmaya başlamasını anlatıyor.              Öğretmenlik konusunda oldukça beceriksiz olan Finn bir gün okul orkestrasının çalışma yaptığı odanın önünden geçerken müzik seslerini duyar ve o anda aklına parlak bir fikir gelir. Bu genç müzisyenleri eğiterek bir rock grubu kurmaya karar veren Finn’in yeni macerası o noktada başlar. Bu grubu çocukların aileleri ve okul yönetiminden gizli yapmak zorunda olan Finn’in ve öğrencilerin hayatı “Gruplar Savaşıyor” adlı yarışmaya hazırlanırken tamamen değişecektir.             Özellikle

Bu yazımda gitar çalan pek çok kişinin görüp de merak ettiği bir gitar türü olan perdesiz gitarı anlatacağım. Perdesiz gitar adından da anlaşılacağı üzere üzerinde perdesi olmayan gitarlardır. Perdesiz gitarlarda notaların yerleri perde demirleri ile belirlenmediği için doğru notayı basmak için müzik kulağımızın iyi olması gerekiyor. Normal bir gitarda herhangi bir notaya bastığımızda perdenin gerisine de ilerisine de bassak doğru notayı duyarız. Fakat perdesiz gitarda parmağımızı ileri ve geri hareket ettirdiğimizde farklı notalar çıkar. Perdesiz gitarlar daha çok bağlama gibi enstrümanlarda kullanılan komalı sesleri gitar üstünde de elde edebilmek için kullanılır. Örneğin Do notasına bastığınızda parmağınızı biraz sağa ya da sola kaydırırsanız komalı bir Do elde edersiniz. Bu sesler daha çok Geleneksel Türk Sanat Müziği’nde kullanılır. Perdesiz gitarın sesi üzerinde perde bulunmadığı için uda çok benzer. Perdesiz gitarla türküleri ve Klasik Türk Müziği eserlerini çalmak daha kolay ol